Rumeli Balkan Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği “ 2. Uluslararası Balkanlar ve Göç Kongresi-Şehirler” 23-24 Ekim tarihleri arasında iki gün sürdü ve İstanbul Üniversitesi Kuyulu Murat Paşa Medresesi’nde gerçekleştirilen değişik konuların ele alındığı dört oturum ile sona erdi…
İkinci gün programı;
Birinci oturumda; “ Antik Çağdan Günümüze Balkan Şehirleri”,
İkinci oturumda; “Balkanlarda Şehirleşme”,
Üçüncü oturumda; “Balkanlarda Şehir ve İnsan”,
Dördüncü oturumda; “Balkanlar, Savaş ve Şehir”, başlıkları altında konuşmacıların değişik konularda tebliğler sunması ile devam etti.
Kongrenin kapanışı öncesi Kongre Başkanı Prof. Dr. Ali Arslan tüm oturumların kısa bir değerlendirmesini yaptı. Arslan, Tüm Rumelili ve balkanlılara atalarından babalarından duydukları, gördükleri hatıraları kayda geçirmelerini, yazmalarını salık vererek kongreyi kapattı…
.jpg)
Kongrenin ikinci gün programında akıllarda kalanlar ise konuşmacıların sunumları sırasındaki şu cümleleri oldu:
“Devletimiz duygusal ve ekonomiye gereken değeri vermiyor, o nedenle tarihte çok devlet kuruldu ve yıkıldı…”
“Balkanlar Asya ve Avrupa arasında stratejik konumu gereği eski ve yeni çağda daima kırılma noktası bir merkez olmuştur…”
“Balkanlarda Türklerin varlığı 17 asırdır sürüyor…”
“Efsaneler bizi daima yanlış yönlendiriyor, Balkanlarda yıkılan değil, yüzyıllarca varlığını sürdüren ve koruyan bir Osmanlı ve Türk yerleşmesi mevcuttur…”
“Göç ateşten bir gömlektir…”
“Hüner bir şehir bünyad etmekdir, Re’aya kalbin abad etmekdir…”
“Üsgüb 15 ve 16. Yüzyılda Balkanların fethinin merkezi, askeri hareket noktasıdır…”
“Coğrafyadaki gerilim Balkan savaşlarına kadar sürmüş, ayrılıkçı bir yöne kaymış ve halen sürmektedir…”
“Balkanlarda 8.000 Türkçe yer adı mevcuttur, dolayısıyla bu topraklara geçici değil, vatan telakki edilip yerleşilmiştir…”
“İşkodra ismi tepe anlamına gelen kelimeden türemiştir…”
“Dubrovnikli tüccarlar Balkanlardaki şehir devletleri içinde en rahat Bosna ve Hersek’de faaliyet gösterirler tuz getirirler karşılığında…”
“Meşeyim güneş ormanlarında…”
“Balkanlarda Slav birliği siyaseti öne çıkınca daha önce çatışmayan toplumlar birbirleriyle çatışmış ama faturayı Türkler ödemiştir…”
“Ben bir göçmen kızı gördüm Tuna boyunda, söyle göçmen kızı annen var mıdır, Ne annem var ne de babam, kalmışım öksüz, telgrafın tellerinde haber var mıdır, ne haber var ne de selam, kalmışız öksüz…”